Betonarme Cilt 1 – Davranış ve Hesap İlkeleri
Sitemizde resmini gördüğünüz “BETONARME 1” Kitabımız içerik olarak değişmiş, yenilenmiş, geliştirilmiş, görsel olarak yenisi eklenmiştir.
Geliştirilmiş yeni baskısı satışa sunulmuştur.
Kitap ayrıca iki cilde bölünmüş ve sayfa sayısı artmıştır. CİLT 1 DAVRANIŞ VE HESAP İLKELERİ alt başlığı ile, CİLT 2 ise ÖZEL KONULAR alt başlığı ile düzenlenmiştir.
Korsan baskıya karşı ayrıca gerekli yasal düzenlemeler yapılmıştır.
“2004 ve bu dokuzuncu baskının yapıldığı 2019 yılları arasında geçen zamanda betonarme konusunda gelişmeler olmuş, ancak son revizyonu 2000 yılında yapılan TS 500’de maalesef hiçbir önemli deği-şiklik yapılmamıştır. 2000 yılından sonra ülkemizde yüksek dayanımlı beton kullanımı yaygınlaşmış olmasına karşın, TS 500’de en yüksek beton dayanımı 50 MP olarak kalmıştır. Bu kitabın ikinci ve üçüncü baskısının yapıldığı tarihler arasında deprem mühendisliğinde de önemli gelişmeler olmuştur. 2019’da yürürlüğe giren yen deprem yönetmeliği eskiye göre köklü değişiklikler içermektedir. Gerek betonarme, gerekse deprem yönetmeliklerini anlayabilmek ve doğru uygulayabilmek için sağlam bir davranış bilgisine gereksinme vardır. Davranış bilgisinin yeterli olmadığı durumlarda bu yönetmelikler uygulanırken hata yapılmakta ve hatalar özellikle depremlerde hasara ve göçmelere neden olmaktadır.” (Eylül 2019)
Dünden Bugüne İNSAN VE İNSANLAR
Güncelleştirme ve revizyonu yaparken, temel bir ilkeyi gözettik. O da yenilikleri yansıtırken, geçerli özü de koruyarak birikimli bir gelişmeyi ortaya koyma gereğidir. İnsan bilimlerinde gelişme süreci birikimli olmalıdır. Yeni bulgu ve kuramların, var olanlardan yararlanarak, onların üstüne inşa edilmesi beklenir. Bu nedenle sadece moda olan güncel konulara eğilip daha önce yapılanları göz ardı etmek, birikime yeterli katkı sağlamaz. Zaman içinde geçerliği saptanan bilgiler bilimin temelini oluşturur. Böylece güncel kavram ve araştırmalarla klasik olanların zaman içinde bütünleştirilmesine çalışılmıştır. Bu kitaptaki önemli bir yaklaşım, her konunun kültürel bir çerçeve içinde de irdelenmesidir. Okuyucunun, farklı kültürel ortamlarda elde edilen farklı bulgular konusunda en azından genel olarak bilgilendirilmesi gerekir. Böyle bir bilgilendirme, okuyucunun konuları bir kültür süzgecinden geçirmesine ve örneğin Türkiye’de ayni bulguların bulunup bulunmayacağını düşünmesine yardımcı olur.